Perşembe, Kasım 17, 2011

Antonin Careme


Mutfak tarihinin en renkli sayfalarını ünlü şeflerin hikayeleri oluşturur. Bunların büyük kısmı, mesleklerinde gösterdikleri parlak başarılarla adlarını unutulmazlar arasına yazdırmışlardır. Ancak bundan iki yüz yıl önce yaşamış Fransız Şef ve Pastacılık Ustası Antonin Careme sadece yarattığı eserlerle değil, aynı zamanda insanin kaderini yetenek ve gayretle nasıl değiştirebileceğini gösterdiği için de ilgi çekicidir.

“O bize yemek yemeyi öğretti” –Rusya çarı I. Alexander 

Yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1783’te Pariste doğdu. 10 yaşında iken üçüncü sınıf bir lokantada çalışmaya başladı. O günlerde tıpkı birçok yerde bugün de olduğu gibi, talihli olanlar, iyi bir ustanın yanında işe başlayabilmek şansını yakalayanlardandı. Pasta ve tatlı konusunda yeteneği sayesinde hızlı gelişmeler gösterdi. Aradan altı yıl geçmeden bu kez ondan yana gülen talih sayesinde Paris’in en iyi pastacı ustalarından Mösyö Bailly’nin yanına çırak olarak işe başladı. Careme’in yeteneğinden ve çalışma azminden etkilenen Bailly, onu cesaretlendirdi. Kısa bir zaman içeresinde ustalaşan Careme’in kreasyonları, Bailly’nin müşterileri tarafından büyük bir beğeni topladı. 

Artık şöhret yolu Careme’in önünde açılmıştı. Ama bu arada bir başka büyük usta olan Jean Avice’in yanında çalışarak mesleki bilgi ve görgüsünü arttırmayı tercih etti. Ondan cok şey öğrendi. Bir çok soylu insan tarafından tercih edilen biri haline geldi ve ünlü “pasta şefi” olarak ünü dünyanin dört bir yanina dağıldı. İngiltere prensi Regent, veliaht prens IV. George ve Rusya’da Çar I. Alexander gibi ünlülerin mutfağını yönetti. En büyük hayali, döneminin en yetkin yemek kitabını yazmak ve basmaktı. Elli yıllık kısa ömrünü tamamlamadan önce bu hayalini gerçekleştirdi. 

Careme’in bir çok yemek kitabı olmakla birlikte bugun bile büyük değer taşıyan önemli eserleri vardır. Bunlardan bazıları: “Le Patissier pittoresque” 1815, “Le Maitre D’hotel Français” 1922, “Le Patisser Royal Parissien” 1825 ve “L’Art de la Cuisine au XIXe
Siecle” 1933. 

Careme ününü yaymak için politik gücü, parayı ve sosyal ilişkileri kullanmaktan çekinmemiştir. Sanatını ancak belli bir kesimin takdir edebileceğine inanıyordu. Kesin olan bir şey var ki Careme’in adı halen daha yarattığı reçetelerde ve ona ithaf edilen tabaklarda yaşamaktadır.


Hiç yorum yok: