Cumartesi, Nisan 18, 2015

Albino insanlar



ALBİNO (wikipedia): Soydan geçen bir metabolizma hastalığı. Renklenmeyi sağlayan melanin pigmenti yokluğu ya da azlığından kaynaklanır. Deri çok ince ve beyazımsı, kıllar beyazdır. Gözlerin gözbebekleri pembe, ağ tabakadan yansıyan ışık kırmızıdır. Gözler ışığa duyarlı ve genellikle astigmattır... 

Albinoluk genetik bir bozukluk olarak bilinir. Sadece insanlarda değil, hayvanlarda da albinoluk görülmektedir. Gözbebekleri genelde pembe, ağ tabakadan yansıyan ışık kırmızıdır. Bu yüzden bazı Albinolarda gözler kırmızı olarak görülür. Ama bazı tedavi yöntemleriyle bu kırmızılık normale dönüştürülebiliyor. Ve gözleri genellikle astigmattırlar.

Derilerinde renk pigmentleri bulunmadığı ya da az bulunmasından dolayı güneşten gelen zararlı ışınlar direkt vücuda gider. Bu yüzden fazla güneş altında bulunmamaları gerekir.


ntvmsnbc.com sitesinde yayınlanan albinizm haberi;

Kara kıtanın albino vahşeti - İnsanlar- ntvmsnbc.com


Kara kıtanın albino vahşeti 

   Afrika'da bazı toplumlarda, albinoların uzuvlarının şans ve refah getireceğine inanılıyor. Bu durum, cinayetleri beraberinde getirirken, mağdur olan albinolarla ilgili açıklanan rakam kanayan bu yaraya bir kez daha dikkat çekti.

    Uluslararası Kızılay ve Kızılhaç Dernekleri Federasyonu tarafından açıklanan bir raporla gözler yeniden albinolara çevrildi. 

Albino cinayetleri başladığından bu yana, uzuvlarının büyülü güce sahip olduğu yanlış inanışı nedeniyle Afrikalı yaklaşık 10 bin albinonun yerlerini terk ettiği ya da saklandığı bildirildi. 


Albino People hunted in Tanzania 

http://youtu.be/y8rTAoMkFLs


Raporda, albinoların vücut parçalarının satıldığı tek pazarın Tanzanya'da olduğu belirtilirken, 2007'den beri Tanzanya'da 44, Burundi'de ise 14 albinonun uzuvları için öldürüldüğü kaydedildi. Doğu Afrika'daki en son albino cinayeti geçen ayın sonunda Tanzanya'nın Mwanza bölgesinde işlenirken, avcılar 10 yaşındaki Gasper Elikana'nın ayaklarını kesti. Oğlunu korumaya çalışan baba ise ciddi biçimde yaralanarak, sakat kaldı. 

Afrika'daki albinolar son zamanlarda yoğunlaşan bu cinayetler nedeniyle büyük korku duyarken, bunun en önemli nedeni, albinoların uzuvlarını alan zenginlerin bunun kendilerine şans ve refah getireceğine inanması. Zenginlerin bu uğurda birkaç uzuv için 75 bin dolar gibi fiyatlar ödediği kaydedildi. 

Öte yandan bazı Afrikalı bazı toplumlar ise, albinoların felaketlerin habercisi olduğuna inanıyor. 

AYRIMCILIK DA VAR 
Afrika'daki albinoların, cinayetlere maruz kalmalarının dışında saldırılarla ve ayrımcılıkla karşılaşılandığı biliniyor. Albinolar dışarda gün ışığında çalışmak zorunda kaldıkları işlerde ise deri kanserine yakalanma riskiyle karşı karşıya bulunuyor. 

Eğitimsizlik nedeniyle albinoların bazılarının okuma yazma bilmediği, bu yüzden vasıf gerektirmeyen işlerde çalıştırıldıkları, güneşe maruz kalmaları nedeniyle de deri kanserine yakalandıkları belirtiliyor.

MAĞDUR BİR ANNE
Bu vahşeti dile getiren Mary Owido adlı albino kadın, sadece çalışırken ya da evde kocası ve çocuklarıyla beraberken huzurlu olduğunu belirterek, insanların "ayakların ve ellerin Tanzanya'nın serveti" şeklindeki konuşmalarının kendisini korkuttuğunu söyledi. 

36 yaşındaki 6 çocuk annesi Owido, bu yüzden yalnız dışarı çıkmamaya çalıştığını belirtti. 


Cumartesi, Nisan 11, 2015

Anna Pavlova

"Eğer bir daha dans edemeyeceksem ölmeyi tercih ederim" Anna Pavlova, 1931

Rus asıllı balerin Anna Pavlova dünyanın en yetenekli dansçıları arasında ver alır. 

Koreograf Michel Fokine'in kendisi için yazdığı Kuğunun Ölümü adlı tek kişilik baleyle bale tarihinin unutulmaz adları arasına girmiştir. 

Pavlova, Rusya'da St. Petersburg (bugün Leningrad) kentinde doğdu. Ailesi Polonyalı'ydı. Bale eğitimine, 10 yaşındayken Çarlık Bale Okulu'nda başladı. Sekiz yıl sonra Çarlık Balesi'ne geçti. 1906'da başbalerin oldu.
Pavlova 1909'da, Sergey Diaghilev yönetimindeki Rus Balesi'yle birlikte Paris'e gitti. Olağanüstü güzellikte dansların sergilendiği gösterilerde, çağımızın en büyük dansçılarından Vaslav Nijinski'yle dans etti. İkilinin en ünlü gösterisi, koreografisini Michel Fokine'in yaptığı Les Sylphides balesiydi.
Pavlova 1910'da Londra'ya gitti ve orada kısa sürede büyük başarı kazandı. Aynı dönemde, avukat olan kocası Victor Dandre'yle birlikte satın aldığı Ivy Evi'ne yerleşerek bale dersleri vermeye başladı. 

Anna Pavlova 1913'te, yetişmesinde büyük payı olan İtalyan bale öğretmeni Enrico Cecchetti ile çıktığı turnede birçok ülkeyi dolaşarak, bale sanatının dünyanın en uzak köşelerinde tanınmasını ve sevilmesini sağladı. 

Dünya çapında ün kazanmasına yol açan Kelebekler, Dansa Davet, Kızböceği, Gavotte, Noel ve özellikle de Kuğunun Ölümü adlı balelerdeki şiirsel yorumu ve zarif hareketleriyle izleyenleri büyüledi. 


Turnesi kapsamında Lahey'e gittiği sırada Pavlova pneumonia'sı olduğunu ve bu yüzden ameliyat olması gerektiğini, ama bunlara ek olarak ameliyat olursa bir daha asla dans edemeyeceğini belirtmiştir. Bunların üzerine ise "Eğer bir daha dans edemeyeceksem ölmeyi tercih ederim. " demiştir. Ameliyat olmayı reddetmiş ve 50. doğum gününden üç hafta önce vefat etmiştir. Son sözlerini söylediği sırada "Ölen Kuğu" daki kelebek kostümünü eline almış ve "Son ölçüyü çok yumuşak oyna." demiştir. Bu cümle ise onun son sözleri olmuştur. Öldükten sonra yakılmıştır ve kalıntıları Londra'da muhafaza edilmektedir.

Kaynak:  vikipedi, msxlabs